Tarihi bulgulara göre insanlık neredeyse elli bin yıla aşkın süredir dünya topraklarında. Elli bin yıl dile kolay! Peki elli bin yıl sonra insanlık hangi konuma ulaştı ? Hadi, gel beraber inceleyelim. Ne dersin? Takvimler 2020 yılını gösteriyor. Dünya hali hazırda bir salgın ile mücadele ediyor. Ülkeler sağlık sorunları yaşıyor. İnsanlar ölüyor. Devletlerin ekonomileri daralıyor. İnsanlar hala tedirgin. Ama şimdi salgını bir kenara bırakalım. Eminim ki okurken bana hak vereceksiniz. Son verilere göre bugün açlıktan yirmi bin kişi öldü ve bu sayı günün son dakikasına kadar artıyor, hiç durmuyor. Neredeyse her gün bu kadar insanın öldüğünü düşün. Korkma düşün durma düşün . Ama sen düşünsen de düşünmesen de bunlar bu dünya düzeninde olmaya devam edecek . Peki bu ölümler neden yankı uyandırmıyor ? Çünkü ölümler yoksulları vuruyor. Salgın öyle mi ? Hayır. Bürokratlar ,futbolcular ,oyuncular, milyarderler… Yani salgın eşit bir şekilde can alıyor. İşte bu yüzden aylardır gündem konusu oluyor. Zengin de ölüyor fakir de ölüyor.

Bugün Neler Oluyor? 

Bugün içecek suya erişimi olmayan sekiz yüz milyon insan var. Tahmin edeyim şaşırdın değil mi? Evet, belki bu çok büyük bir sayı ama bu kimin umurunda? Elbet bir gün bu salgın son bulacak. Bu süreç daha belki üç ay sürecek belki de üç yıl ama son illaki son bulacak. Açlıktan ölen insanlar hep ölmeye devam edecek. Susuz insanlar hep susuz kalmaya devam edecek . Acaba koca koca ülkeler birbirine çamur atmak yerine insanlık için bir adım atsalar hı güzel olmaz mı?  Tarihler bu yüzyılı gösterirken teknoloji artık hiç durmadan ilerliyor. Uzay araştırmacıları farklı gezegenler hatta farklı galaksiler keşfediyorken insanlık bu teknoloji hak edecek konumda mı sence ?

Geçmişten bugüne Türk kültüründe olağanüstü bir anlayış gelişmiştir. Ve bunun üzerine atasözlerimiz bile vardır. Komşumuz aç uyurken biz tok uyumayız . Bu anlayış gerçekten bir kültür hazinesidir. İnsanlığın acilen öğrenmesi gereken bir ahlak dersidir. Tüm dünya ülkelerini de bu kültüre davet ediyorum. Gelelim insanlığın doğa ile savaşına. Bu çok daha acı verici bir tablo aslında. Bazı verileri paylaşayım. Bugün on beş milyarı aşan sayıda sigara içilmiş. On beş milyar arkadaşlar. On beş milyar. Bu zararlı gazların atmosferde nasıl bir tabaka oluşturduğunu düşün. Yılın ikinci çeyreğindeyiz ve iki milyon hektar alan ormanlıkta yok oldu.Sence artık dünyanın isyan etmesi çok normal değil mi? Hayvanların barınacağı, insanların nefes alacağı ağaçlar nerede ? Nerede o ağaçlar? Yoklar, yok oluyorlar. İşte o koca koca devletler ,koca koca gökdelenler yapıyor. Ama endişelenmeyin onlara bir şey olmaz.

Evet, işte insanlığın geldiği son nokta bu şekilde. Teknolojide gelinen noktayla övünmek yerine, insanlık ile gelinemeyen noktayı tartışmak daha doğru olsa gerek.