Büyük bir heves ve istekle çıkması beklenen Bir Tutam Dergi, yoğun çabalar ve uğraşlar sonucunda dergi dünyasına ilk adımını atmış oldu. Emeği geçen herkese çok teşekkürler.

KARADUTUN ACI RENGİ

reytigo-birtutam-kapak

Kraliçe Semiramis’in kızı Thisbe, doğumundan ölümüne kadar Babil ülkesinin en güzel kızıydı. Komşusunun oğulları Pyramus ise en yakışıklı delikanlıydı. Evlerinin arasında sadece çatlak bir duvar bulunan bu gençler, birbirlerine saf bir aşkla bağlıydı. Kendilerini bildikleri zamandan bu yana, dünyada sadece ikisi vardı sanki. Birbirlerinin arkadaşı, sırdaşı, ailesi ve sevdasıydı bu iki genç. Thisbe ve Pyramus birbirlerine ne kadar yakınsa, aileleri birbirlerine o kadar uzaktı. Bu iki aşığın
bir araya gelmelerine asla ama asla izin vermiyorlardı. Bizim âşıklarımız ise yan yana olmak için deliriyorlardı. Öyle çok çabaladılar ki bir fırsat bulup kavuşmak için. Sonunda fırsat buldular. Evlerinin ortak duvarının çok tenha bir yerinde, yüzlerini görebilecekleri kadar bir delik vardı, sevinçten çılgına dönmüşlerdi adeta. Her gece, aileleri uykuya daldığında o deliğin önüne yerleşiyorlar, hasret gideriyorlardı. Konuşuyorlardı, ikisinin ve bir sürü çocuklarının olduğu temiz hayaller kuruyorlardı. Tek istedikleri birlikte olabilmekti. Kısa bir süre sonra Pyramus, bulundukları durumdan rahatsız olmaya başlamıştı. “Bu duvar dünyanın en acımasız şeyi,” diyordu sevgilisine. “Ne cüretle bizi ayrı tutabilir!” Thisbe duruma olumlu açıdan bakmaya çalışıyordu. “Bu duvara minnet borçluyuz sevgilim.

O olmasa nasıl görecektim ışıldayan gözlerini?” Thisbe’nin sözlerini doğru bulan genç adam bir süre daha konuyu açmadı. Ta ki o geceye kadar… Pyramus’un dayanacak gücü kalmamıştı. Thisbe’yi yanında istiyordu artık. Bir gece yine duvarın deliğinde buluştuklarında Pyramus aklındaki plandan bahsetti sevgilisine. Yine böyle bir gecede evden kaçacaklar, mezarın yanındaki dut ağacının önünde vuslata ereceklerdi. Bir sonraki gece Thisbe çıtını bile çıkarmadan evden ayrıldı. Pelerinini üstüne geçirip sözleştikleri yerde beklemeye başladı. Bir süre sonra genç kızın göremediği bir yerden korkunç bir kükreme sesi duyuldu. Thisbe bu sesi duyar duymaz kaçacak yer aramaya başladı. Telaşından dolayı pelerinini düşürdüğünün farkında bile değildi. İçi oyuk bir kayaya saklanmadan önce kükreme sesinin, karnını yeni doyurmuş devasa bir aslandan geldiğini duydu. Aslanın dişlerinden kanlar akıyordu. Thisbe ona yakalanmadığı için tanrılara şükretti. Sevgilisine kavuşabilecekti. Pyramus genç kıza sonunda kavuşacağı için çok heyecanlıydı. İçi kıpır kıpır bir halde dut ağacının önüne geldi. Fakat içindeki o kıpırtıların ömrü çok uzun olmamıştı…

DEVAMI İÇİN DERGİMİZİ İNDİRİP OKUYABİLİRSİNİZ.