Küçük kara balığı bir çoğumuz duymamış olabilir; çünkü o bir çocuk kitabı ve kitapçılarda çocuk kitapları bölümünde yer almakta. Ancak bence küçüklerden önce büyükler okumalı, kitabın bilincine varmalı ve sonra çocuklarına, kardeşlerine, öğrencilerine, küçüklerine okutmalılar.

Kitabın Özeti

Kitap aşağı yukarı yayın evine bağlı olarak 52-65 sayfa aralığında kısa bir masal türündedir. Ancak biz yetişkinler için kısa sayılabilecek bu masalın her sayfası dolu dolu geçmekte. Kitap zaten kısa olduğu için özetine çok fazla girmeden sadece genel hatlarıyla anlatacak olursam; gölde yaşayan küçük kara balık ve onun başka yerler keşfetme arzusuna tanıklık ettiğimiz bir kitap. Küçük kara balık diğer balıklar gibi sadece yaşadığı bölgede rutin işlerini yapıp akşam uyuyup sabah tekrar aynı işleri yapmak istememektedir. Küçük kara balık denizi, okyanusu merak etmekte ve oralara gitmek istemektedir. Etrafındaki herkes ona ‘’bu hayalinin boş olduğunu şimdiye kadar kimsenin gidemediğini, büyük sularda büyük balıklar olduğunu ve küçük kara balığın yaşayamayacağını’’ söylerler sürekli. Ama dedim ya ‘’kendi yolunu çizen balığımız’’ diye, Küçük Kara Balığımız kimseyi dinlemez ve hep merak ettiği o büyük denizlere doğru yolculuğa çıkar. Birçok olay gelir başına, mücadeleler eder ama hiç pes etmez ve geri dönmez, kendi yolunu çizer balığımız.

Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret…

Küçük Kara Balık, Samed Behrengi 
Sınırlarımız..

Küçük kara balığın yaşadığı gölde biz insanlarınsa dünyanın her yerinde sınırlarımız duvarlarımız var ve aynı kitapta olduğu gibi birçok kişi bizi engellemeye çalışmakta. Bunu sebebi bazılarının gerçekten fikirlerden ve hayallerden korkması bazılarının ise kendilerinin yapamayacağı için bizi de engellemeye çalışmasıdır. Burada önemli olan bizim Küçük Kara Balık gibi azimli ve istekli olmamızdır. Hayallerimiz konusunda, isteklerimiz konusunda hedefimizi bilmeli ve istekli bir şekilde emin adımlarla yürümeliyiz. Tarih şu ana kadar hayallerinde yarı yoldan dönenleri ya da vazgeçenleri değil ne kadar uç bir hayal olursa olsun kimseyi dinlemeden yürüyenleri yazmıştır.

#17

Her insanın kendine göre bir hayali vardır ve önemli olan bu hayali gerçekleştirmektir. İnsanların hayalleriniz hakkındaki görüşleri ya da engelleme çalışmaları sizin için olumsuz değil olumlu bir etki bırakmalı. İnsanlar her zaman her fikrinize, düşüncenize, hayalinize muhalif olacaktır çünkü. Yukarıda da dediğim gibi insanlar kendileri başaramayınca, kendi hayallerinin peşinden koşamayınca sizin de yapmanızı istemezler ve sürekli yolunuza taş koymaya çalışırlar. Ancak şöyle bir baktığımızda günümüzde ilgi çekici şeyler en büyük ve uç hayallerle ortaya çıkmıştır.

Bundan yüz yıl önce akıllı telefonlar, bilgisayarlar hayalken şu an daha fazla nasıl geliştirebiliriz soruları soruluyor. En iyi noktaya geldik desek bile her zaman daha iyisi daha farklısı gelişiyor ve bu fikirler, hayaller sayesinde olur. Dünyaca ünlü kitaplara baktığımızda bilim kurgu, fantastik kitapların hem filmlerinin hem kitaplarının çok çok ünlü olduğunu ve sevildiğini görüyoruz. Peki yazarlar ‘’bu fikir saçma böyle fantastik dünyalar mı olur’’ deselerdi biz şimdi o muhteşem kitapları okuyamıyor olacaktık. Yani bu engeller, karşıt fikirler her alanda, her zaman varlar ve olmaya devam edecekler. Biz yeter ki dimdik durup kendi yolumuzu çizerek emin adımlarla ilerleyelim.

“Dünya o kadar büyüktür ki, her yerini dolaşamazsın.”

“Zararı yok, gidebildiğim kadar giderim ben de…”

Küçük Kara Balık, Samed Behrengi 

Hiç kimse sonunda ne olacağını bilemez. Belki o çok istediğin fikir ne kadar uğraşırsan uğraş olmaz. Ama olmadığını görmek için bile yola çıkman gerekmez mi? Daha en baştan ”bu iş olmaz, yapamam” dersen hiç başlamazsan nasıl bilebilirsin yapıp yapamayacağını, nasıl farkına varabilirsin potansiyelinin? Hem inanın yolda olmak o engelleri bir bir aşmak sonuca ulaşmaktan çok daha keyif vericidir. Bir bakıma aynı hayat gibi aslında. Hepimiz öleceğimizi biliyoruz. Ama kimse nasıl olsa öleceğim diye durup beklemiyor. İşe gidiyor, okula gidiyor, yemek yiyor, alışveriş yapıyor… Bizde olmaz zaten diye yola çıkmayıp durup beklersek ölümü olduğu yerde bekleyen bir insandan hiç bir farkımız kalmaz. Bir an önce yola çıkmalı ve en uç hayallerimizi bile gerçek yapmalıyız.

Yazarımız da kitabın sonunu okuyucuların hayal gücüne bırakmıştır. Belirli sınırlar ve kalıplar çizmemiş Küçük Kara Balığımıza ne olduğuna biz karar verelim, bizim hayallerimizde ki gibi olsun istemiştir ki bence kitabı okuyan her insan kendince farklı bir son tasarlamış ve kendi fikirlerini kabul etmiştir.

Küçük Bir Tavsiye

Kitabı bence özellikle yetişkinler ve öğretmenler okumalı. Öğretmen adayı arkadaşlarım ve öğretmen büyüklerim; biz yüzlerce binlerce insan yetiştireceğiz ve her biri çok farklı karakterlere sahip olacak. Asla aynı iki öğrencimiz olmayacak ve bizim onlara yapabileceğimiz en büyük iyiliğin onları ayakları yere sağlam basan, fikirlerini korkmadan, çekinmeden söyleyen ve geliştiren bireyler olarak yetiştirmek olduğu kanaatindeyim. Onları küçücük göllere hapsetmemeli hep daha büyük sular için hazırlamalı ve cesaretlendirmeliyiz.  Bizler yetişkinliğe kadar birçok kalıp ve sınır içinde büyüyoruz ve bizden küçükleri de bu kalıplara koymak için uğraşıyoruz. Ancak herkesin kalıbı ve yürüdüğü yol ayrıdır. Dünyada kaç insan varsa o kadar da yol vardır dünyada. Artık bunların farkına varmalı ve kalıpları bir kenara bırakarak devam etmeliyiz. İşte o zaman daha fazla fikir ve hayal üretebilir ve gerçekleştirebiliriz.

Kimse aklımı çelmedi. Benim düşünmek için aklım, görmek için kendi gözlerim var.

Küçük Kara Balık, Samed Behrengi 

İyi okumalar, kitapla kalın…