Lübnan, karışık dini yapıya sahip bir devlet olmasına rağmen sosyal yapının gerektirdiği politik dengenin kurulmasıyla, Mezopotamya’nın en düzenli ve yaşam koşulları oldukça uygun olan ülkelerinden biri idi. Ülkenin bu istikrarlı durumu Arap-İsrail savaşıyla birlikte değişti. Özellikle Filistin’den gelen Sünni Müslümanlarla birlikte Müslümanlar Lübnan’da çoğunluğu ele geçirmek istediler. Müslüman nüfusunun artmasıyla birlikte, Müslümanlar Lübnan’daki siyasete hakim olmak istediler. Böylece ülkede başlayan Müslüman-Hristiyan mücadelesi, 13 Nisan 1975’ten itibaren iç savaşa dönüştü. İç Savaş‘ın fitilini Filistin’den ülkeye gelen Müslümanlara ateş ederek onları öldüren Hristiyan militanlar ateşlemişti. Söz konusu bu saldırıdan sonra ülkeyi yerle bir eden bir savaş patlak vermiş ve bu savaş on beş yıl sürmüştür.
Daha yazılacak nice olaylara sahip olan Lübnan 4 Ağustos 2020 yılında yine bir facia ile dünyanın gündemine oturdu. Yaklaşık 3 bin ton yüksek yoğunluklu amonyum nitrat taşıyan MV Rhosus isimli gemi, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta patladı. Söz konusu bu patlamadan sonra 200’den fazla kişi ölürken 6500’ün üzerinde de yaralılar vardı. Peki söz konusu bu geminin varış rotası Beira, Mozambik’ken neden 2013’ten beri Lübnan’daydı? Bu soru Lübnanlılar için çok basitti çünkü onlar Lübnan’ın, Beyrut’un planlı olarak patlatıldığını düşünüyorlardı.
Lübnan’a dair her şeyi yerel halka sorduğumuz röportajımızı okumaya başlayabilirsiniz.
Röportajımız
Not: Röportajımız sanal ortamdan yapılmıştır. Röportaj yaptığımız kişiler bölgenin karışıklığından dolayı isimlerinin gizli kalmasını istediler.
Lübnan kadim bir ülke ve çok farklı etnik kökenler bir arada yaşıyor. Durum böyle olunca dışarıdan gelen kötü niyetli müdahaleler Lübnan’ı çok kolay bir kaosa sürükleyebilir. Bize biraz Lübnan’ın etnik yapısından bahseder misiniz?
Arap – İsrail savaşı öncesi bölgede Hristiyan yoğunluğu fazlaydı. Arap – İsrail savaşından sonra savaştan kaçıp ülkemize gelen Müslümanlar dolayısı ile bizim yani Müslümanların nüfusu Lübnan’da artmaya başladı. Özellikle Filistin Kurtuluş Örgütün’ün ülkemizdeki artışı Hristiyanları ciddi rahatsız etmiş ve böylelikle iç karışıklıklar ortaya çıkmıştır. Daha sonra çeşitli olaylar büyümüş durum iç savaşla sonuçlanmıştır. Savaşın sonlanmasıyla tüm etnik kökenlerin ülkemizde kalıcı hale gelmesiyle şuan ülkemizde Yüzde 95 Arap, yüzde 2 Ermeni olduğu bilinmektedir.
Lübnan’da %95’i Arap ise bu karışıklıkların asıl sebebi etnik yapı değildir, doğru mu?
Dediğiniz doğru ülkemizdeki Arap nüfusu %95 ama Müslümanlar (%54) Hristiyanlar (40.4) Dürziler (5.6)’dır. İşte sorun Müslüman ve Hristiyanların nüfusunun birbirine çok yakın olmasından kaynaklanmaktadır.
Lübnan’daki patlama hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şahsen, limanın kasıtlı olarak hedef alındığını düşünüyorum, böylece daha büyük ülkeler (özellikle Fransa) Lübnan siyasi sistemine müdahale etmek ve reform yapmak için bir şimdi nedene sahipler.
Fransız Cumhurbaşkanının Lübnan ziyareti, politikacıları yönetmesini sağlar ve eğer Lübnan koyduğu gündeme itaat etmezlerse bazı yaptırımlar uygulama hakkına sahip olur. Fransa Cumhurbaşkanı gelecek ay üçüncü bir ziyaret için geri dönecek. Muhtemelen neyin başarıldığını görmek için.
Onların (büyük ülkeler) sistemimizde reform yapmak istemelerinin nedeni, Lübnan’ın ekonomik çöküşün eşiğinde olduğunu bilmeleri. Bu yüzden belki 50 yıl daha reformla ömrünü uzatmak ve muhtemelen yeni bir iç savaştan kaçınmak istiyorlar.
Ortalama her Mezopotamya ülkesinde maalesef dışarıdan kontrol mekanizması vardır. Lübnan’da böyle bir durum söz konusu mu? Eğer Lübnan’da ki siyasi örgütlere destek veren ülkeler hangisidir, ve hangi ülke hangi örgüte destek veriyor?
Maalesef Lübnan’da da böyle bir durum söz konusu, isterseniz tek tek anlatabilirim.
- Oyuncu: Fransa
- Oyunun Parçası: Bölgedeki Hristiyan Siyasi Partiler
- Oyuncu: İran
- Oyunun Parçası: Hizbullah, Bölgedeki Şii Siyasi Partiler
- Oyuncu: Birleşik Krallık (İngiltere)
- Oyunun Parçası: İleri Sosyalist Parti, Bölgedeki Dürzi Partiler
- Oyuncu: Suudi Arabistan
- Oyunun Parçası: (Tayyar Al-Mustaqbal) Gelecek Hareketi, Bölgedeki Sünni Partiler
Anlamadığım bir nokta var. Birleşik Krallık neden Sosyalist bir yapıyı destekliyor?
Lübnan’da hiçbir şey görüldüğü gibi değildir. Aynı zamanda siyasi çıkarlar ideolojilerin üzerindedir. Şöyle ki Sosyalist partiler Sovyet Rusya’nın yıkılmasından önce muhtemelen Rusya’dan fon almak için kurulmuştur. Şu an ki sosyalist partiler bu amaçla mı kurulmuş bilmem ama sosyalist partilerinin başlama süreci öyledir diye tahmin ediyorum. Onun dışında Hizbullah Şii bir partidir fakat Sünni Başbakanları desteklerler.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Türkiye patlama olduğu andan itibaren bize çok yardım etti. Tüm Türkiye’ye teşekkür ediyorum. Umarım bir daha aynı durumu yaşamayız. Allah bizi ve tüm İslam dünyasını korusun.
Yorumlar