Bu cümleyi belki duymuşsunuzdur belki de ilk defa duyuyorsunuzdur. Ben bu yazımda bu cümleyi ele almak istedim. Eppur si muove yani Türkçe anlamı ‘’yine de dönüyor.’’ Böyle söyleyince pek anlamlı gibi gelmedi ama ilk önce hep birlikte cümlenin hikayesine bir bakalım.

Benim de bir dizide duyarak merak ettiğim ve araştırdığım cümle Galileo’nun Engizisyon mahkemesinde söylediği meşhur lafıdır. Dünyanın döndüğünü her fırsatta dile getiren ve inatla savunan Galileo mahkemede yargılanır ve döndüğünü inkar etmesi istenir. Yaptığı çalışmalar, kanıtlar, belgeler yüzünden yargılanır hatta aforoz edilir. En sonunda dünyanın dönmediğini kabul etmek zorunda kalan Galileo mahkemeye dönmediğine dair yazılı bir belge sunar ancak arkasını döner ve orada oturan arkadaşlarına ‘’eppur si muove’’ der. Ömür boyu ev hapsi alır ve ömrünün sonuna kadar araştırmaktan vazgeçmez.

Evet dünya yine de dönüyordur. Galileo’nun zorla fikrini değiştirmesi ya da mahkemelerin dönmediğini söylemesi bir şey değiştirmez. Dünya o mahkeme anında da dönüyordu, şimdi de dönüyor, bizden sonra da dönecek. Önemli olan biz bu süre içerisinde ne yaptık? Galileo mahkeme anında fikrinden vazgeçmiş olabilir ancak tüm kalbiyle her zaman inandı ve şu an biz ne mahkemedeki insanları ne yargıçları ne de diğerlerini hatırlıyoruz. Biz Galileo’yu hatırlıyoruz ve her yerde onun yaptığı çalışmaları okuyoruz. Tarih fikirlere karşı gelenleri, dogmatik düşünceleri yazmaz, ileri gidenleri, fikir üretenleri yazar. Galileo mücadele etmeyi bıraksaydı ve her şeyi onların istediği gibi kabul etseydi biz dünyanın döndüğünü yine keşfederdik belki ondan 100 yıl sonra olurdu ama Galileo ve bu sözü asla tarihe geçemezdi. Biz asla onu tanımamış olurduk. Martin Luther King’in siyahi haklarını savunurken ölmesi gibi, Nazım Hikmet’in, Necip Fazıl’ın çok sevdikleri edebiyat için hapis yatmaları gibi Galileo’da fikrini savunduğu için çok sıkıntı çekmişti. Ama Galileo inandığı fikirden vazgeçmedi, ne pahasına olursa olsun.  

Herkes mutlaka bir inancı doğrultusunda insanlarla çatışmıştır. Arkadaşlarıyla, ailesiyle herkesle olabilir. Bizim fikir mücadelemiz belki dünyaya karşı değil ama herkesin kendi içinde yaşadığı ve savunmaya çalıştığı bir dünyası vardır. Her insanın fikri önemlidir ve her insan inandığı fikirleri savunur, savunmalıdır da. Hem nereden biliyoruz fikrimizi günün birinde dünyaya karşı savunmayacağımızı. Daha küçük gruplara savunamazken o gün geldiğinde dünyaya nasıl savunuruz? O gün gelmese bile biz biliyoruz ki inançlar, fikirler mücadele gerektirir. Nerede ne pahasına olursa olsun. Bunu fikrimizi zorla karşıdaki kişiye kabul ettirmek ya da fikirlerimiz için kavga etmek olarak düşünmeyin ki tarihte de fikrini savunan hiçbir insanın bu yola başvurduğunu göremezsiniz. Fikir ile şiddet her ne kadar bize alakalı kelimeler gibi görünse de aslında birbirinden çok bağımsız kelimelerdir. Aslında buna dikkat ederek girdiğimiz mücadeleyi kazandığımızı görürüz. Çünkü kimseye zorla kanıtlamaya çalıştığımız bir şey yoktur. Sadece inandığımız şeyi savunuruz ve biter. Ancak olayın içine farklı etmenler girince ne mücadelenin kazananı oluyor ne de gerçek anlamda bir mücadele oluyor. Sadece kırdığımız kalplerle kalıyoruz öylece. Mücadelemizi kibarca vermeliyiz, incitmeden, insanlığımızı her zaman koruyarak.

O zaman ‘’Eppur Si Muove!’’