Yazar Hakkında

Alman asıllı yazar John Steinbeck 27 Şubat 1902 yılında Kaliforniya’da doğdu. Yoksul bir aileden gelen yazar küçük yaşlarda çiftçilik yapmıştı.  Bu sırada işçilerin zorlu yaşamını, toplumsal baskılar ilk elden tatmış oldu ve bu ünlü Fareler ve İnsanlar romanın taslağını oluşturdu.

Yazma stiline katkı sağlayacağını düşündüğü için Stanford Üniversitesi İngiliz Edebiyatı okumaya karar verdi. Yazar üniversite hayatı boyunca çeşitli işlerde çalıştı ancak diplomasını almadan okulu yarıda bıraktı.  Üniversitedeyken ‘’insanları öğrenmem gerek’’ diyerek tıp fakültesi dekanından kadavralar istedi ancak bu isteği reddedildi. Üniversitenin kendisini geliştirmeyeceğini düşünerek okulu bıraktı ve New York’a gitti.

1929’da ilk romanını yazdı ancak pek ilgi görmedi. 1935’te ilk ses getiren romanı Yukarı Mahalle’yi yazdı. Hiç ara vermeden devam eden yazar 1936’da Bitmeyen Kavga ile büyük ses getirdi. 1937’de ise iki göçmen arkadaşın hikayesini anlatan Fareler ve İnsanları yayınladı. Steinbeck bu romanı bir ödül konuşmasında ‘küçük şaheser’ olarak nitelendirdi. 1940 yılında yazdığı Gazap Üzümleri çoğu okuyucusu tarafından en büyük eseri kabul edildi. 

1962 yılında Edebiyata katkılarından dolayı Nobel Edebiyat ödülüne layık görülen yazar 1968 yılında öldü.

Kitap Hakkında

En iyi planları farelerin ve insanların, sıkça ters gider…..

Kitabın arka kapağında söylnediği üzere de kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiirindeki bu cümleler olmuş. Kitabı okudukça daha iyi anlayacaksınız ki gerçekten de karakterlerimiz istemese de maalesef planları hep ters gitmiş ve olanlar olmuştur. Kimse böyle olsun istemesede….

Birbirine iki zıt karakterin yolları bir şekilde kesişmiş ve birlikte mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya başlamışlardır. George Milton zeki, kurnaz; Lennie Small ise ismiyle tezat, iri, çok güçlü ancak biraz zeki geriliği olan biridir. Beraber çiftliklere giderek çalışan bu arkadaşlar Lennie yüzünden birkaç kere çalıştıkları çiftlikleri terk etmek zorunda kalmışlardır. Tek başına çok zorlanacağını bilen George, Lennie’yi tek bırakmamış ona ne kadar kızsa da hep onun yanında olmuştur.  Yeni bir çiftlik bulan ikili çalışmak için yola çıkarlar. Sevdiği, yumul-şak şeylere dokunma hastalığı olan Lennie yolda bir fareyi severken öldürür. Gerorge kızdığı için, saklama açısından hem küçük olması hem de yumuşak olması Lennie için fareleri çok güzel kılmaktadır.

Biz onlara benzemeyiz. Niye mi? Çünkü, çünkü yanımda sen varsın, beni kollarsın, senin için de ben varım. Niyesi bu işte…

Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck

Yeni işlerinde başlayan ikili işçi yatakhanesindeki diğer işçilerden farklıdır aslında biraz. Diğerleri kazandıkları parayı kumarda, sağa sola harcarken onların bir hayali vardır ve para biriktirmektedirler.

Hayaller

Lennie ve George bu hayattan, işçilerin çektiği sıkıntılardan, çiftlik sahiplerinin baskılarından sıkılmış kendi hayatlarını kurmak için para biriktirmektedirler. Kendilerine ait küçük bir kulübe, küçük ekin yapabilecekleri de bir bahçe almak istemişlerdi. Küçük, yumuşak şeyleri seven Lennie’nin en büyük hayalide bu bahçeye tavşan alıp onları beslemektir.

Lennie defalarca arkadaşının başını belaya sokmuştur. Bunu fark edince kıt aklına rağmen George isterse gidebileceğini kendisinin de dağlarda yaşayacağını söyler. Ancak onları bağlayan şey yalnız iş değildir. Onlar küçükte olsa bir hayal kurmuştur ve hayallerinde beraberdirler. Birlikte bu hayalle ayakta durmaktadırlar.

O kadar çok anlattırdı ki, ben de belki bir gün gerçekleştiririz hayalimizi diye umut etmeye başladım.

Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck

Her zaman hayaller kurarız ancak toplum, dış etkenler vb. gibi birçok şey yüzünden vazgeçmek zorunda kalırız. Bazen olmayacağını bile bile kurarız hayallerimizi. Ancak yine de insanoğlunu ayakta tutan da bu hayaller değil midir? Her ne kadar engel olursa olsun bir gün o hayale ulaşma çabası değil midir bizi biz yapan? George ve Lennie de böyle başkaldırmamışlar mıdır çiftlik patronların, işçi eziyetlerine? Her şey yolunda gitmeyebilir bazen ama biliriz ki düşler her zaman bakidir.

Sonuç

Bir takım olaylar sonucu George ve Lennie bu çiftlikten de atılmıştır. Daha fazla kitap hakkında bilgi vermemek için bu kadarla yetiniyorum.  Zaten kısacık bir roman. Hemen bitirilebilecek cinsten. Kısa ama dolu dolu içinde arkadaşlıktan ırkçılığa, işçi haklarından dönemin ekonomisine, yalnızlıktan arkadaşlığa aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir kitap.

Lennie saf saf sordu:
-Zenci ne demek?
Crooks güldü:
-Beyazlara benzemeyen adam demek…
-Neden benzemiyormuşsun? Sen de herkes gibi bir adamsın..

Fareler ve İnsanlar, john Steinbeck

Çok güzel bir arkadaşlık olmamıştır hatta yeri gelmiş George çok ağır laflar etmiş Linnie’nin kalbini kırmıştır ancak yine de kitabın sonuna kadar birbirine destek olan iki insan görürüz. Kitabın sonu üzücü olsa da beklenmedik bir son değildir aslında. İnsan en sevdiği de olsa, beraber bir şeyler paylaştığı insan da olsa  en çok yanındakine zarar veriyor sanırım. En çok onları kırıyor, incitiyor. Kitabın sonun da tam özeti bu şekilde diyebiliriz. Belki George Lennie’yi o kadar sevmiyordu yeri geliyor onu yük olarak görüyordu ama beraber yolculuk ettiği tek arkadaşı da oydu. Ancak George onu çok incitti.  Ancak biliyoruz ki Lennie’nin kocaman vücuduna karlı içinde barındırdığı küçücük çocuk kalbi George’u affetmiştir.

Film

Gary Sinise’in hem yönetmenliğini yaptığı hem de George karakterini canlandırdığı film bir başyapıt niteliğinde. Garry Sinise’in anlık duygu durumları, Lennie’ye karşı tutumları oldukça gerçekçi.  Linnie karakterine hayat veren oyuncu John Malkovich’in oyunculuğu da yabana atılamayacak kadar güzel. Hatta hayatının rolü bile denilebilir. Mimikleri, konuşması, el kol hareketleri tam da usta bir oyuncunun yapabileceği türden.

1992 yapımı bu film Fareler ve İnsanlar kitabının uyarlaması arasında en iyisi denilebilir. Kitap uyarlaması çok film izleyen biri olarak kendimce söyleyebilirim ki şu ana kadar izlediğim en iyikitap uyarlamalarından. Çoğu filmde kitapta olup atlanan detay çok fazla oluyor ancak filmde hiç detay atlanmamış. İnsanlar kitapta hayal ettiğiniz gibi karşınıza çıkıyor. Filmde herkes rolünün hakkını vermiş diyebiliriz. Ama her zamanki gibi önce kitap sonra film.

Kitapla kalın, iyi okumlar..