Prostat kanseri en sık görülen ve ölüme en çok sebep olan ikinci kanser olarak bilinmektedir. Prostat kanseri hastalarında tanı için prostat biyopsisi yapılmaktadır. İnvivo yapılan bu işlem hem hastayı etkilemekte hem de uzun bir süreç beklenilmesine rağmen bazen yanlış tanılar verilebilmektedir. Böyle önemli bir problemde; hastalığın tanısının konulması, hastalıksız olandan ayırt edilmesi, tedavinin etkisinin izlenebilmesi önem arz etmektedir.

Prostata özgü antijen (PSA), klinik uygulamaya girişinden bu yana prostat kanseri taraması için en yaygın kullanılan biyobelirteçtir. Kandan tespiti yapılmaktadır. PSA normalde, 4 ng/ml’nin altında olmalıdır. 4 ng/ml altındaki değerler normal olarak kabul edilmektedir. 4-10 ng/ml arasındaki değerler şüpheli sınır değerler olarak kabul edilmektedir. 10 ng/ml üzerinde elde edilen PSA değeri ise yüksek olarak değerlendirilmektedir. Fakat PSA değeri sadece kanser belirtisinden dolayı yükselmemektedir. Bu belirsizlikten dolayı yanlış tanı verilebilmektedir.

Litaratür çalışmalarından biri, 2018 yılında Wu ve ark., Çin popülasyonunda prostat kanserini öngörmede prostata özgü antijen yaş hacmi (PSA-AV) skorlarını değerlendirmek için çalışmayı yapmıştır ve Çin’de yapılan ilk çalışma olduklarını ileri sürmektedirler. Ocak 2006’dan Kasım 2015’e kadar Huashan Hastanesinde ilk prostat biyopsisi yapılan toplam 2355 erkeğin verilerini kullanıp istatiksel veri elde etmişlerdir. PSA-AV skorunun Çin popülasyonunda prostat kanserini tahmin etmek için yararlı bir araç olabileceğini göstermişlerdir. 2016 yılında Akbayır ve ark., prostat kanseri tanısında prostat spesifik antijen ve türevlerini araştırmışlardır. Amaçları, PSA’nın türevlerinin erken tanıdaki duyarlılık ve özgüllüğünü araştırmak, farklı karşılaştırmalar yapılarak en doğru ve kesin tanıyı koyduracak yöntem için araştırmalar yapmaktır. Sonuç olarak, PSA’dan daha az girişimsel işlem ile elde edilen, gerçek hasta ve sağlıklıyı ayırabilen bir başka molekül bulunamadığı için kullanımı güncelliğini korumakta olduğunu söylemişlerdir. 2013 yılında Xie MD. ve ark., kontrast ayarlı görüntüleme teknolojisi kullanarak kontrastlı sonografi ile prostat kanseri tespiti üzerinde prostat spesifik antijen (PSA) seviyesi, prostat hacmi ve PSA yoğunluğunun temel görüntüleme ile karşılaştırıldığında etkisini değerlendirmişlerdir. Haziran 2009 ile Ekim 2010 arasında, yüksek PSA seviyesi (4.0 ng / mL) ile prostat biyopsisi planlanan 161 hasta verilesi kullanmışlardır. Etik Kurulu tarafından onaylanmış ve muayene öncesi her hastadan yazılı bilgilendirilmiş izin almışlardır. Kontrastlı görüntüleme, tüm PSA düzeyi, prostat hacmi ve çoğu PSA yoğunluğu alt grubunda, biyopsi bölgesi ile kanser tespiti için başlangıç ​​görüntülemesine göre doğruluğu artırabileceği sonucuna ulaşmışlardır. Ama yine de bu çalışmada invivo tanı olan biyopsi yapılmıştır. 2007 yılında Tanaka ve ark., orta PSA düzeyleri(4.0 ng/ml -10.0ng/ml) olan hastalarda prostat kanserinin tahmini için hacim ayarlı prostata özgü antijen (PSA) parametrelerinin yararlılığını incelemişleridir. Ağustos 1996 ile Nisan 2004 arasında, şüpheli prostat kanseri olan 618 ardışık hastaya, Nara Tıp Üniversitesi Hastanesinde sistematik prostat iğne biyopsileri yapılmıştır. Sonuç olarak aşamalı lojistik regresyon analizi, PSA geçiş bölgesi yoğunluğunun kanser tespitinde en fazla öngörü gücüne sahip olduğunu göstermiştir.